13 Şubat 2010 Cumartesi

Özetle Hayatım

Uzun zaman oldu yazmayalı, daha doğrusu yazamayalı. Evden yazıyor olmak da garip geldi. Ama içimi bir yerlere, bir şekilde dökmezsem rahatlayamazdım. Ve koyuldum yazmaya...

Geçirdiğim rahatsızlık ve hastane koşturmacaları, arkasından yoğun iş temposu derken eve gelince yorgun düşen ben, değil bilgisayar görmeye, oturmaya bile vakit bulamıyordum, ne isteğim oluyordu, ne de halim... Neler geçti neler bitti bu zaman içinde... Özetle geçmeye çalışayım:

Güzel bir haber aldım, güzel bir başlangıcın sonu da hayır olur insallah... Bir tanecik kardeşim, canımın diğer yarısı dediğim güzel dostum... Hayatı için yaşından büyük adımlar atmış. Ve kendini muhteşem koşturmacalar arasında bulmuş. Bu olay beni öyle derinden sarstı ki... Evet tebrik ettim, tabi ki mutlu oldum. Ama içimi acıtan, canımı yakan büyük bir şey saplandı yüreğime. Sanki biz görüşemesek de o hep durduğu yerde durmalıymış gibi aptalca bir histi benimkisi. Her şey başkalaşırsa diye ürkmüştüm, öyle de olacaktı biliyorum. Sonra kendimi, kendi hayatımı ve olması gereken, fakat bir türlü olamayan bir çok şeyi düşündüm... Silkelenmem gerektiğini anladım belki de, ama bunu da tek başıma yapamıyordum.

Kafamda oturtamadığım o kadar çok şey var ki. Ve bununla birlikte artık hayatımı netleştirmek istediğimi farkettim. Görmek istediğim bir geleceğim vardı. Gelecek kaygısını bu kadar yoğun yaşadığımı ilk kez farkettim. Evet endişeliydim. Geçen yıllara rağmen hayatımı bir düzene oturtamadığım için, geleceğin endişesini yaşıyordu kırgın kalbim... Kırgın diyorum çünkü kırdığımdan fazla kırılmış bir yüreğim vardı. Geçen yıllara inat geçeceği yerde gün be gün biraz daha artıyordu... Ve ben çok üzgündüm. Ama en kötüsü de üzgün olurken bile yalnızdım. Geçecek biliyorum, umudumu hala yitirmedim. Ama geçerken beni, bizi bitirirse ve o dediği gibi gerçekten gittiyse diye korkuyordum....

Bugün ve yarın için düşünülen onca güzel plan alt üst olursa, her şey daha da berbatlaşmaz mıydı? Şimdi aklımdaki en yoğun düşünce bu. 14 Şubat unutulmamıştı, bunu dün aldığım, bana gönderilen o güzel sürprizle görmüştüm. Onun fotoğrafını burada elbet paylaşacağım. Lakin o güzel günün gelişini bekliyorum, yarın hala güzelliğini korursa tabi... Muhteşem bir sürpriz, yerinden çıkacak kalp atışlarına sebep olmuş, gözlerime ışık, yüreğime umut olmuştu. Ama sonrasında saatlerce gözüm dalınca ve gelişiyle beni mutlu etmek yerine, üzdüyse o büyük anlam, anlamını yitirmez miydi? Ardından yaşlı bir çift göz bırakıp kendini gecenin karanlığına atan sevgiliye sesleniyorum kendimce, o bunu bilmeyecek biliyorum. Ki zaten dün gece ona seslenemediğimi bir kez daha anladım...

Saat gün ortasını çoktan geçti... Şimdi gün sonrası başlayacak, umutsuzca geceye açılan o kapıyı bekleyeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder