15 Nisan 2010 Perşembe

Küçücük bir miktar para...

Çok garip bir başlık olduğunun ben de farkındayım...

Geceydi, belki de akşam ama bize gece gibi geliyordu. Birden başkalaştı her şey. Öfkem yerini heyecana, hüznüm yerini mutluluğa, gözyaşlarım yerini kahkahalara bırakır oldu, kırgınlığımı bile unutturdu o şey... Neden mi bahsediyorum? Küçücük bir miktar paradan... Kulağa nasıl da komik geliyor öyle değil mi? Ama tam vedalaşmışken bizi bir araya getirdi. Ve her şeyi bir kenara bırakıp, bizi gece vakti bir çılgınlığa sürüklerken, mutlu olmamızı sağladı ve birbirimize olan sevgimizi hatırlattı... İstikamet; Altunizade:)

Dün sabah ise öyle hoş bir şeye tanık oldum ki, hayat vardı. Biz büyükler için de, yeni doğmuş bir bebek için de bir hayat mücadelesi, istekleri, duyguları, düşünceleri vardı... Sabah sabah bunu gözlemledim... İşe gitmek için yola koyulmuştum. Çoğu sabah olduğu gibi büyük park yine hayvanlarını gezmeye çıkarmış insanlar sayesinde oldukça yoğun anlarını yaşıyordu. Ben de genelde o parkın önünden yürür, giderim. Dün sabah da aynı kaldırım üzerinden yürürken bir bebeğin golden retriever cinsi kocaman bir köpeğin peşinden nasıl koştuğuna tanık oldum. Nasıl da tatlı, nasıl da güzel bir görüntüydü. Küçük bebek, kim bilir kafasında nasıl bir düşünceyle, nasıl bir sevgiyle o köpeğe koşuyordu. Tabi sonra köpek hızlanınca, sahibi de onun arkasından gidince bebek daha fazla koşamadı, yetişemedi. Annesi yakaladı sonunda ve bizim minik bebe kendince bir şeyler anlatmaya çalışarak ağlamaya başladı... Ayy ayy ayy içim gitmişti...

Şimdi sinirliyim aslında ama çaktırmıyorum, bu yüzden de yazmaya verdim kendimi, belki az da olsa sakinleşirim diye... Bir kaç saat sonra daha fena bir hal almaz umarım bu durum... Şimdilik bu kadar... Hafif müzik eşliğinde işlerime dönme zamanı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder