6 Nisan 2010 Salı

Ordan burdan...


Karışık bir kaç satır yazmak istedim, yine kısa yazacağım diye başladım ama biraz sonra ne duruma gelir bilemiyorum:)

* 4 Nisan 2010... Bir yıl daha büyüyen birine kendimce bir şeyler yapmaya çalıştım. Onun gözünde yine başarılı olamadım biliyorum. Ama artık ben de başarıyı aramıyorum, arayamıyorum belki de. Hep aynıysa her şey, ne yapsam olamıyorsa bu sözlerle seslenmekten başka çarem de kalmıyor...

" Kağıt evler içinde ateş yakmak gibi ısınmak için.
Sana gelmek böyle işte...
Parçalanmak milyon kere.

O iğne sessizliği
Bir terzi ağındaki sensiz olmak böyle işte... Niye böyle niyee??

Ah olmuyor, ne yapsam olamıyor...
Hep buzlu yolların, yürünmüyor, yürünmüyor.. "

Ve ben de o buzlu yollarda yürüyemiyorum artık...

** Tek başıma sürdüğüm bu hayatın kapalı kutuları ardında yaşamaktan çok sıkıldım artık.

*** Fikirsiz, sorgusuz, ilgisiz, duyarsız, duygusuz yaşamdan şimdilik sevgiler....
NOT: Bu şahane pasta da yine benim aldığım doğum günü pastasıydı. Bir şahaser, büyük halini bulamadığım için bunu paylaşmak durumundayım. Aynı zamanda Özsüt'ün bu ayki gazetesinde burçlara göre kimin hangi pastayı sevdiğine yer verilmişti. Benimki de yani balık burcunun pastası için şöyle der; tutkulu balık burçlarının pastası ise Özsüt'ün aynasıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder