13 Temmuz 2010 Salı

13 Temmuz Salı

Sevgili Büyükbabacığım;

Yılların nasıl da çabuk geçtiğini bugün biraz daha iyi anladım. 2006 yılının üzerinden tam 4 yıl geçmişti. Yüreğimde kabuk tutmuş bu yaranın tarihini hiç unutmadım. Seni öyle çok özledim ki. Küçük torunun artık öyle çok büyüdü ki. İşin içinden tek başına çıkamadığı sorunlar altında ezilip duruyor. Kimseyle paylaşamıyor, kimseden yardım isteyemiyor. Çünkü tek çare kendinde, duygularında, hayatında, ne istediğinde...

Bugünlerde kendimi çok yalnız hissediyorum. Geçenlerde annemler tatildeyken saatlerce odamda, yatağımda hıçkırıklarla ağladım. Yalnızlık hissi iyice arttı. Annem olsa ona sarılıp mı ağlayacaktım onu da bilmiyorum ama annemi aradım bir an. Ya da sen olsaydın yanımda; her ağladığımda yanıma koşan, avucuma harçlık sıkıştıran, küçük ellerime dondurma bırakan, küçücük yüreğime umut saçan sen olsaydın keşke...

Her şey büyüdükçe daha da zorlaşıyormuş büyük adam. Bu yüzden ben artık senin bıraktığın o yerde, 20'de, bıraktığın o yürekte 5 yaşında kalmak istiyorum. Annemin işten gelmesini beklerken, öğrendiğim saatin anlam kazandığı o günlere dönmek istiyorum. Ben, ben belki de seni özlüyorum...

Diken diken olan saçlarından, merhametli yüreğinden, o koskoca ellerinden öpüyorum.

Ömrüm yettiğince bu tarihi yüreğimde yaşatacağım...

Toprağın bol olsun büyük adam, huzur içinde geçsin yılların.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder