Heh buradan başlayayım, ya sabah bir sohbet sırasında; ama şimdi bu nerden çıktı demeyin diye bir giriş yazmayı düşünüp durdum. O kadar kasmaya gerek yokmuş. Sabahın ilerleyen saatlerinde sevgili dostumla bir sohbet sürükledi beni bu diyaloglara. Yok o maçoymuş da, yok maçoluk neymiş de, yok insanlar normalde farklı, ilişkide farklıymış da, o karışırmış, o karışmazmış. Yok yav adam maçoysa her türlü karışıyor, önce cicim ayları oluyor tabi o aylara haksızlık edemem. Ama sonraki aylar… Tüm bu gelişmeleri gelin bir de yaşayanlara soralım!
İlişkiye yeni başlamışsın, her şey süper ve işte bir diyalog;
- Canım nerdesin, gitmedin mi daha eve?
- Aşkım şimdi geldim.
- Saat 22.00 oldu merak ediyorum ama, sen eve gitmeden içim rahat etmiyor.
- Haklısın canım ama anca geldim.
- Peki hayatım.
Repliklerinin 1 - 2 yıl sonra aldığı hal;
- Nerdesin?
- Şeyy trafik..
- Ben de biliyorum yolu herhalde trafik yok bugün.
- Ama... (laf ağzına tıkanır)
- İyi, dikkat et, eve gidince ara! ( sert bir ifadeyle )
İşte size benzer bir diyalog daha;
- Çok güzel bir akşam geçirdim, teşekkür ederim.
- Bende; ama senin güzelliğin her şeyin ötesindeydi.
- Ben ne diyeceğimi bilemiyorum, teşekkür ederim.
- Ben daha önce senin kadar güzel, alımlı ve hoş bir kadın tanımadım.
- Böyle mi düşünüyorsun gerçekten?
- Tabiî ki evet.
Zaman geçer, cicim ayları biter ve sevgi sözcükleri yerini sıradanlığa bırakır…
- Bu akşam çok güzeldi, ben çok mutlu oldum.
- Yapma ne olur, ne vardı ki gittik, oturduk, yedik, içtik.
- Nereye bakıyorsun sen yaa?
- Off yani off kıza bak yaa, taş gibi hatun!
- Sana inanmıyorum ya, ben varım yanında, sevdiğin, sevgilin ben varım.
- Seni seviyorum zaten ama o da işte…
Son bir tane daha gelir;
- Sen bana çok karışır mısın?
- Hayır canım sen zaten nerede nasıl davranman gerektiğini iyi bilirsin.
- Teşekkür ederim. Yarın bir toplantıya katılacağım, biraz şık olmam gerekiyor.
- Abartma olur mu?
- Nasıl yani?
- İşinin gerektirdiği gibi giyin de çok fazla dikkat çekme demek istedim.
- Öyle olacağım.
Yıllar geçer, kıyafet artık bir sorun halini alır ve bakınız replikler nasıl değişir…
- Sana daha önce söylemiştim, yarın bir toplantıda olacağım.
- Nerden çıktı, ne toplantısı?
- Söylemiştim ya sana iş adamlarının yer aldığı bir toplantı. Oraya yakışır bir şekilde gitmem lazım.
- Hayır, ille de herkes gibi oranı buranı açmak zorunda değilsin, insanlar sana hayran hayran bakmak zorunda da değil.
- Ne saçmalıyorsun ya iş diyorum.
- Peki o zaman hiç gitmiyorsun.
- Ya ne var ki ne dedim?
- Seni bu şekilde yanımda gezdirmem ben.
- Ama bunlar her zaman giydiğim şeyler.
- Hayır bunu hiç giymemiştin.
- Hep giyerdim, sen bir şey demezdin ki.
- İyi demediysem de artık diyorum giymeyeceksin!
Hadi canım sende, bu kadar da olur mu demeyin. Maalesef ki oluyor. Hepsi ya da bir çoğu gerçek yaşamdan alınmış repliklerdir. Bunun için neredeyse kitap yazabilecek kadar pişmiş olduğumu düşünüyorum. Bilmeyenler için bana inanın gerçekler demeyeceğim. Tek yolu; uzun yıllara dayanan bir ilişki yaşayın ve görün. O zaman sizi sizden dinleme sırası bana gelecek. Bol aşklı günler…
İlişkiye yeni başlamışsın, her şey süper ve işte bir diyalog;
- Canım nerdesin, gitmedin mi daha eve?
- Aşkım şimdi geldim.
- Saat 22.00 oldu merak ediyorum ama, sen eve gitmeden içim rahat etmiyor.
- Haklısın canım ama anca geldim.
- Peki hayatım.
Repliklerinin 1 - 2 yıl sonra aldığı hal;
- Nerdesin?
- Şeyy trafik..
- Ben de biliyorum yolu herhalde trafik yok bugün.
- Ama... (laf ağzına tıkanır)
- İyi, dikkat et, eve gidince ara! ( sert bir ifadeyle )
İşte size benzer bir diyalog daha;
- Çok güzel bir akşam geçirdim, teşekkür ederim.
- Bende; ama senin güzelliğin her şeyin ötesindeydi.
- Ben ne diyeceğimi bilemiyorum, teşekkür ederim.
- Ben daha önce senin kadar güzel, alımlı ve hoş bir kadın tanımadım.
- Böyle mi düşünüyorsun gerçekten?
- Tabiî ki evet.
Zaman geçer, cicim ayları biter ve sevgi sözcükleri yerini sıradanlığa bırakır…
- Bu akşam çok güzeldi, ben çok mutlu oldum.
- Yapma ne olur, ne vardı ki gittik, oturduk, yedik, içtik.
- Nereye bakıyorsun sen yaa?
- Off yani off kıza bak yaa, taş gibi hatun!
- Sana inanmıyorum ya, ben varım yanında, sevdiğin, sevgilin ben varım.
- Seni seviyorum zaten ama o da işte…
Son bir tane daha gelir;
- Sen bana çok karışır mısın?
- Hayır canım sen zaten nerede nasıl davranman gerektiğini iyi bilirsin.
- Teşekkür ederim. Yarın bir toplantıya katılacağım, biraz şık olmam gerekiyor.
- Abartma olur mu?
- Nasıl yani?
- İşinin gerektirdiği gibi giyin de çok fazla dikkat çekme demek istedim.
- Öyle olacağım.
Yıllar geçer, kıyafet artık bir sorun halini alır ve bakınız replikler nasıl değişir…
- Sana daha önce söylemiştim, yarın bir toplantıda olacağım.
- Nerden çıktı, ne toplantısı?
- Söylemiştim ya sana iş adamlarının yer aldığı bir toplantı. Oraya yakışır bir şekilde gitmem lazım.
- Hayır, ille de herkes gibi oranı buranı açmak zorunda değilsin, insanlar sana hayran hayran bakmak zorunda da değil.
- Ne saçmalıyorsun ya iş diyorum.
- Peki o zaman hiç gitmiyorsun.
- Ya ne var ki ne dedim?
- Seni bu şekilde yanımda gezdirmem ben.
- Ama bunlar her zaman giydiğim şeyler.
- Hayır bunu hiç giymemiştin.
- Hep giyerdim, sen bir şey demezdin ki.
- İyi demediysem de artık diyorum giymeyeceksin!
Hadi canım sende, bu kadar da olur mu demeyin. Maalesef ki oluyor. Hepsi ya da bir çoğu gerçek yaşamdan alınmış repliklerdir. Bunun için neredeyse kitap yazabilecek kadar pişmiş olduğumu düşünüyorum. Bilmeyenler için bana inanın gerçekler demeyeceğim. Tek yolu; uzun yıllara dayanan bir ilişki yaşayın ve görün. O zaman sizi sizden dinleme sırası bana gelecek. Bol aşklı günler…
canım benim süper olmuş da.. tek bi ilişkide bu kadar 'pişmiş' olduğunun altını çiz istersen:))
YanıtlaSilTeşekkürler canım. Haklısın o büyük bir ayrıntı. Bir ilişki, tek aşk ve işte replikleri:)
YanıtlaSilbol aşk'lı günlere de koptum bu arada:)
YanıtlaSil